Güneş koruyucu krem kullanmak cilt sağlığımız için atabileceğimiz en önemli adımların başında geliyor. Bilindiği üzere cilt kanserlerinin en tehlikeli türü olarak nitelendirilen melanoma. Ve melanoma vakalarının yüzde 80’inden fazlası güneşin zararlı etkilerinden kaynaklanıyor. Dünyanın yaşadığı iklim krizlerinden dolayı melanoma vakalarında önemli bir artış yaşandığını da söylemek mümkün. İstatistiksel veriler dünya genelinde her yıl bir buçuk milyon civarı yeni cilt kanseri vakasının meydana geldiğini gözler önüne seriyor. Geleceğe dair yapılan projeksiyonlar 2040 yılına gelindiğinde yüzde elliye varabilecek bir artış beklendiğini gösteriyor. Bu çarpıcı veriler ışığında güneşe korumasız şekilde maruz kalmanın yaratacağı risklere karşı güneş kremi kullanmamız gerekiyor. Peki güneş kremi nasıl kullanılmalı ve ne sıklıkta sürülmeli?
İnsan cildinin güneş ışınlarına korunmasız şekilde maruz kaldığında UV radyasyonunun cilt hücrelerinin DNA’ına, moleküllerine ve proteinine zarar verir. Bununla birlikte düşük seviyelerde güneş ışığından gelen UV radyasyonu cilt hücrelerinin D vitamini üretme sürecine yardımcı oluyor.
Fakat cildimiz güneş ışınlarına maruz kaldığında melanin üretip bronzlaşarak kendisini koruma refleksi gösterir. Cilt güneş ışınlarına fazlaca maruz kalıp kendini koruyamadığında da cildimizde yanıklar meydana geliyor. Bu durum DNA hasarına yol açabileceği gibi yaşlanma belirtilerinin erkenden cildimize yerleşmesine de neden olabiliyor. Hepsinden öte bu durum cilt kanserine dair risk düzeyini önemli oranda arttırıyor.
Düşük SPF’li güneş kremleri, güneş radyasyonuna maruz kalmanızı ancak bir miktar azaltabilir. Bu kremler güneşin zararlı etkilerine karşı yeterli bir savunma sağlamazlar. Güneş kremleri, cilt hasarını bir noktaya kadar önlemeye yardımcı olsa da tercih ettiğimiz giysiler ve güneş gözlüğü kullanmak da cildimizi korumak için önem taşıyor.
SPF, güneş koruma faktörüdür. Güneş kremlerinin üzerindeki SPF değeri, kremin etkisiz hale gelmeden önce güneşten ne kadar UV radyasyona karşı koruma sağladığını ifade eder. Yani ne kadar yüksek SPF, o kadar yüksek koruma anlamına gelir. Fakat SPF sadece UVB ışınlarına karşı korunma seviyenizi ifade eder. UVA radyasyonuna karşı korumaya dair herhangi bir veri sunmaz. UV radyasyon miktarı gün içerisinde sürekli olarak değişim gösterir. Güneş ışınlarının daha dik açılarla geldiği saatlerde tehdit daha büyüktür. Özellikle sıcak yaz aylarında sabah 10.00 ve öğleden sonra 16.00 saatleri arasında güneşten korunmaya özen göstermemiz gerekir.
2018 yılında yapılan bir çalışma güneş kremi uygulandıktan sonra UV korumasının bir bölümünün hemen devreye girdiğini fakat bunun stabil hale gelmesi için en az on dakika gibi bir süreye ihtiyaç olduğunu ortaya koymuştur. Bunun yanı sıra güneş kreminin cilt tarafından absorbe edilmesi için güneşe çıkmadan yaklaşık 20-30 dakika önce sürülmesi gerekir. İnsanların büyük bir bölümü güneş kremi kullanımına gereken önemi göstermiyor. Terledikten sonra veya yüzdükten sonra güneş kreminin yenilenmesi gerekiyor.
İngiltere’de Leeds Üniversitesinden Profesör Richard Blackburn, güneş kremlerinin nemlendiriciler veya benzeri cilt bakım ürünleri ile karıştırılmaması gerektiğini vurguluyor. Çünkü güneş kremleri, içeriğinde yer alan çinko oksit benzeri nanoparçacıklar, diğer cilt bakım ürünleri ile reaksiyona girdiğinde etkilerinin büyük bir kısmını kaybederler. Richard Blackburn, Nisan ve Eylül ayları arasında her gün güneş kremi kullanılması gerektiğinin altını çiziyor.
California Üniversitesinden Profesör Gallo, camın güneş radyasyonu UVB ışınlarını filtrelediğini fakat buna rağmen düşük seviyede de olsa hasara neden olabilecek radyasyonu engelleyemediğini belirtiyor. Profesör Gallo’ya göre cam bir pencerenin ardından bile olsa güneşe sürekli maruz kalmak cildinizin ciddi şekilde hasar görmesine neden olabilir.
Yaş ilerledikçe cildinizde gözlemlediğiniz değişimlerin yüzde doksanlık bir bölümü UVA ışınlarından kaynaklanıyor. Cam ardından maruz kalmak bile UVA ışınlarının yarattığı hasarı önlemiyor.
Uzmanlar, güneş kremlerinin zaman içerisinde etkilerini yitirdiğini buna karşın satın alındığı tarihten itibaren üç yıla kadar etkisini sürdürebildiğini belirtiyor. Güneş kreminizin kıvamında ve renginde bir değişiklik olup olmadığını kontrol etmenizde fayda var. Bunun yanı sıra güneş kremi şişesini güneşten ya da araba gibi sıcak ortamlardan uzak tutmanız, kremin içeriğindeki bileşenlerin bozulmasını engeller.
Güçlü bir kemik yapısına sahip olmak ve bunu korumak için D vitaminine ihtiyaç duyarız. Bununla birlikte D vitamini bağışıklık sistemimizde ve kalsiyum emiliminde de önemli bir rol üstlenir. Birçok insan güneş kremi kullanmanın D vitamini emilimine engel olacağına dair bir endişe duyarlar. Fakat bugüne kadar yapılan araştırmalarda güneş kreminin vücudumuzun D vitamini emilimi üzerine etki etmesini son derece düşük bir ihtimal olduğu görülüyor.
Yine toplum genelinde güneş kremlerinin cildimizde biriktiği ve zararlı bileşenler içerdiğine yönelik bazı inanışlar var. Uzmanlar güneş kremlerinin toksin içermesiyle ilgili inanışların birer abartıdan ibaret olduğu görüşünde. Endişe edilmesi gereken tek şey güneş kreminin içeriğinde yer alan bileşenlere karşı alerjik reaksiyon gösterme riski. Zira bu durum cildinizde kızarıklıklara ve farklı sorunlara neden olabilir. Unutmamak gerekir ki cildiniz için en önemli tehdit güneş radyasyonunun toksik etkileridir. Uzman bir dermatolog gözetiminde kullandığınızda son derece güvenli olan güneş kremleri cilt kanserine karşı önemli bir koruma sağlar.
Küçük çocukların cilt dokusu UV radyasyonuna karşı biz yetişkinlerden çok daha hassas bir yapıdadır. Bu yüzden çocukların da cildini güneşe karşı korumamız gerekir. Uzmanlar altı aydan küçük bebeklere güneş kremi sürülmesini tavsiye etmiyorlar. Ancak bu çocukların da fiziksel olarak doğrudan güneşe maruz bırakılmaması gerekiyor. İki yaş itibariyle çocuklara iki çay kaşığı kadar, beş yaş itibariyle üç çay kaşığı kadar güneş kremi sürülmesinde bir sakınca yok. 13 yaş itibari ile çocukların da tıpkı yetişkin bireyler gibi güneş kremi kullanması gerekiyor.
Uzmanlara göre geniş spektrumlu yani, hem UVA hem de UVB ışınlarına karşı koruma özelliği bulunan, yüksek SPF değerine sahip güneş kremleri tercih edilmeli. Kullanacağınız güneş kreminin UVA koruma seviyesini nasıl anlayacağınız ise önemli bir problem. Çünkü kriterler ülkelere göre değişkenlik gösteriyor. Güneş kremlerinin üzerinde koruma derecesini ifade eden PA ibaresi yer alıyorsa bu güneş kreminin 16 kata kadar koruma sağladığı anlamına gelir. Dikkat edilmesi gereken bir püf noktası da daha az sayıda yıldızın daha düşük koruma seviyesine işaret ettiğidir. Japonya ve ABD gibi ülkelerde koruma düzeyi bu sisteme göre kodlanıyor.
UVA koruma düzeyinin ifade edilmesi için kullanılan bir diğer sistem ise yuvarlak bir sembol ve beşe kadar yükselen yıldızlar. UVA yıldız derecesi UVB koruma seviyesiyle orantılı şekildedir. Bu yüzden UVA derecesi beş yıldız olan 50 SPF güneş kremi aynı UVA derecesindeki 30 SPF kremlerden daha yüksek bir koruma sağlar. Bu yöntemin yayın olarak kullanıldığı ülkeler ise başta İngiltere olmak üzere Avrupa ülkeleri. Ülkemizdeki güneş kremleri de bu sistemi kullanmaktadır. Profesör Blackburn, beş yıldızlı ve en az 30 SPF değerinde güneş kremi kullanılmasını ve giysilerle de güneşe karşı koruma sağlanmasını tavsiye ediyor. Dermatolog hekimler de sadece yaz aylarında değil yılın her döneminde güneş kremi kullanılmasının sürdürülmesi gerektiği görüşünde.
NOT: Hastalıklar ve tedavi yöntemleriyle ilgili içeriklerimiz yalnızca bilgilendirme amaçlıdır. Sağlığınızla ilgili tüm konularda doktorunuza veya bir sağlık kuruluşuna başvurunuz.